Saturday, October 13, 2007

Özledim

Yağmur yağıyor dışarda... Hep bir hüzün getirir üstüme... Beni bir dertten öbürüne salar... Açımasızca döver damlarıyla camları yağmur her damlası ayrı bir ses katar yağmurun ahenkine... Benim göz yaşlarım ise dışardaki arkdaşları gibi değil sesiz ve güçsüz akmaya bile halleri kalmamış gene umutsuzca dökülüyorlar... Yetmezmi çektiğim çile bu hayatta yokmudur bir anlayanım.. Umutsuzca yaşamak zor heleki gidenlerin dönmeyeceklerini biliyorsan... Koşup çıkıyorum yağmurun altına onu hissetmek için birazolsun halen umut olduğunu düşünebilmek için... Gizlice ağlıyorum yağmurun altında nasıl olsa kimse fark etmez göz yaşlarımı kardeşleri gibi düşsünler toprağa... Zorluyorum kendimi içime bir umut ışığı doğması için elde edebildiğim ise sadece içimdeki fırtınanın yarattığı şimşeklerin ışığı...

Sunday, August 19, 2007

...

Aşk nedir ... Aşk .... Kalbim'i yiyip bitiren bir hastalık mıdır? Hayatımın en büyük hatalarını yaptığım anlarmıdır pişmanlık duygularına boğulduğum... Peki ardı... Peki bu dıyguların ardında olanlar.... Ardı arkası gelmeyen intikam planları nefret duyguları bir nefeste çıkıcak izleri ömür boyu silinmeyecek laflarmıdır... Yaşandı bitti diyebilsem hepsine keşke... Yoruldum belkide artık... Hepsil baştan hepsil baştan aşınmış bir defter gibi hergelenin karaladığı ve silmeye çalıştığı izlerin silikte olsa kaldığı...

Tuesday, July 10, 2007

Bang Bang

Herşey bildiğimi hep en başında beri biliyordum. Kalbünde yetişenleri benim için büyüttüklerini. Kendini tatmin etmeye çalışmandı herşey. İŞte o şeyler ayırdı bizi. Sana Midas dokunuşunu verdim sense dönüp benim kalbimi çıkardın.
Ne bekliyordun? Hepsini kafamda çözmemi mi ?
Hepsi kafamdamıydı ?
Bang Bang hemen orda öldün...
Bütün söylentileri bitirdim çünkü sen artık yoksun..

Saturday, June 30, 2007


söylediklerim yalan değil ama
gerçeküstüydü
bilemezdim bu kadar etkileneceğini
ve her söylediğimi yapacak kadar az sevdiğini
yaşamak lazımmış oysa aşklar için
ben seni ölecek kadar sevdim diye
ölüm dahil her acıya dayanırım sandın
sen hep öldürdün beni...

Last Stand


Her güzel şey hep bir savaşa dönüştü bende hep en son hayatta ve ayakta kalan savaçı oldum kimi zaman çok uzaklarda kimi zaman düşmanın yanı başında... Taktiksiz bir hayat düşünemez oldum her hareketin bir anlamı ve sebebi olmalı hiç bir şey amaçsız değildir. Her saniyenin kendisine biçilmiş yüksek değeri... İçime çektiğim her nefeste boşluğu hissedilir olmayışı o güzelliklerin... Yerini doldurmaya çalışan suni şeylerin verdiği acı... İsterim elimden silahımı bırakmak isterim yeniden güvenebilmek her şeyin iyi olabileceğine.. İnanmak isterim doğru insanın orda bir yerde olduğuna... İsterimki bir zaman onu bulacağım... Umarım onu kendi attığım bir kuşunun verdiği acıyla can çekişirken kollarımda kaybetmem... Zoraki yaşamak derler belki buna belki saçmalık bile denebilir ama ben hayatta kalanım asla teslim olmam kaderime, inkar var doğamda çünkü ben doğuştan savaşçıyım...

Son Perde


Merak etmiştim kalbinden bana bir yer varmı diye? Sormuştum sana vermi bana bir omuzluk yer! Sıkışsamda olurdu ... ama sen istemedin beni hiç belkide bir anlık bir yanılsamaydım senin için... Peki sen benim için neydin... Bir tanrıcamı .. yoksa sevgiye olan ihtiyacımı gidermek için bir kurbanmı yada hormonlarımın yanılsamasımı ? Cevabımı ikimizde bilmiyoruz bir anlık bir ateşti belki aramızda olanlar bir kerede olup bitti devamı olmamak üzere. Sen hayatımda kendi kendine benimsediğin bir rolle oyunlarını oynamaya çalışırken ben senin perdeni çoktan kapatmıştım haberin yoktu...

Sunday, May 27, 2007

Sevmişmiydi

Zorakimiydi duygularım sana hiç bir zaman anlamadım....
Onları sana sunarken saf ve temizlerdi...
Yeni yüzün yıkamışken yüzüne sürdüğün yeni havlu gibiydiler yumuşacık ve temiz...
Şimdi hissetmiyorum onları...
Sendede göremiyorum onlardan bir iz...
Görmeyi çok isterdim sende benden parça...
Olmadı...
Kaybettim en sade halimi...
Hükümsüzdür...

Saturday, May 12, 2007

Such a pathetic life!

Gene aynı yoldayım sol viraşı alınca önüme upuzun bir düzlük çıkacak saat 01:00 bu saate ne işim vardı dışarda gene darlanmıştım kendimi sokağa atmıştım biraz sahili dolaştıktan sonra girmiştim bu yola biraz adrenalin iyi gelir diye düşnüyordum eskiden beri bağımlısıydım zaten kendisinin radyoda tam kıvamında mırıntılar yükseliyordu hava 22 derece yol boş sayılır herşey mükemmel koltuğuma iyice yerleşiyorum sanki uzaya gidicek bir asronot gibi kontrollerimi yapıyorum direksyon normal davranıyor fren çalışıyor hafif bir gaz veriyorum arabaya arabada gitmeye istekli fabrikada üzerine "sport" yazılmış ama benim için eylence adrenalin sürat tehlike manasına gelen düğmeye basıyorum daha gaz vermemişken direksyonda gelen tepkiyle dinamiğin değiştiğini hissediyorum... Müzğün değişmesini bekliyorum vitesi otomatikten çıkartıp manuele alıyorumki vitesleri ben atayım.... Müzik bittiğinde start alıyorum sol şeritten aynaya bir göz atıp fırlıyorum solda önümdekiler 120 130 gib ihızlı süratlerde giderken gazı sonuna kadar bazıyorum "pedal to the floor"ivmeleniyor araba direksyonu sabitliyorum 9 çeyrek ... 140 150 ye çıktığımda 4 ten beşe geçiyorum fazla bağırtmam arabayı gerek yok köprüye geldiğimde çoğunu kaybetceğim bu hızın fark etmez bir iki dakkada köpürüyü kat ediyorum etiler çıkışını 140 la geçip maslak çıkışını 160 ile geçiyorum... Hızlanıyorum hızlandıkça daha sını istiyorum direkleri aşıyorum hızlandıkça kafamı azıcık öne eğip daha daha diye zorluyorum makinayı bazen çığlık atıyorum bağıra bağıra nasıl olsa kimse duymaz diye... 7000 devire 225 km ye vardığımda artık makinanın bana vericek daha fazla bir şeyi kalmıyor ama herşey mükkemmel olduğu an orası işte hayatım ellerimin arasında saniyeden daha az bir şekilde o tekeri 20 derece kadar kırarsam herşey biter yapmam gereken onu sabit tutmak herşey basitleşiyor o hızlarda görünütler azalıyor detaylar kayboluyor herşeyin özüne iniyorsun hayatın manası yaşamak oluyor sorunlar kayboluyor bu evrenden kemerburgaz tabelasını gönce çıkıyorum girmem gereken dönüş gazdan çekiyorum ayağımı hız kaybediyorum normal değerlere iniyorum hayat gene komplike olup yavaşlıyor için için bitiriyor beni....

Friday, May 11, 2007

su sıralar sanırım ashık oluorum...bı anda oldu 13 aydır ruhum ashka küsmush bı sekılde yasarken 3 gundur ınanılmaz keyıf doluyum.Sankı bı anda yenıden baglandım hayata.Gozlerımı acar acmaz hemen telefona bakıorum bı msj bı cevapsız varmı dıe:)umarım bu sefer mutlu olurum....
bugun resmıne dokundum ben
optum yıne,yıne...
zaman agır ol henuz erken
demek ıcın gule gule...
ashk sarkısı degıl bu geldı ıcımden
gulumse bır kez benım ıcın eger duyuyorsan....
kashlar catılmısh gozler gulmez oldgnda,
gıtmenın waktı gelmıshtı...
ugruna kawgadan kacmadım yemınle,
kacısım senın kawgandandır...

Saturday, April 07, 2007

Hata bende...

Herdefasında hata bende şimdi şimdi anlıyorum... Özgüveni kalmamış hayattan beklentisi kalmamış herşeyi kötü diyen insanlara umut oluyorum... O insanlarla paylaşıyorum mutluluklarımı özgüvenimi onları düştükleri çukurdan çıkartmayı amaç ediniyorum... Karşılığımı... kimi zaman hoş bir muhabet kimi zaman sıcak bir dostluk bazende kalbimi paylaşmak kuyunun içindeyken belli oluyor kişinin ne suna bileceği çıkıtğında ona göre oluyor insanın karşılık beklentisi ve insan sadece akrşılığını aldığında mutlu oluyor... Kimiside kuyunun dışına çıktığında herşeyi unutup tanımaz oluyor beni... Ozaman anlıyorum aslında hata yaptığımı aslında yapmam gereken şeyin kuyunun içindeki kişiye su ve yemek atıp ona boş umutlar verip kendimi eylendirmek olduğunu... Bu hayatta kuyunun dışına çıkarması gereken insanları seçemiyorum benim hatam burda deymeyecek insanlara harcıyorum hayatımdan uzun uzun süreleri... Kendime çok kızıyorum çünkü çok fazla kibirliyim verdiğim kararlardan dönmem ya karşımdakinin çok fadekar olması ve büyük adımlar atması yada benim gerçekten sarhoş olmama gerekiyor... Hayat beni sevmiyor...

Güven önemlidir benim için güvenemeyeceğim insanlara hayatımda yer yok..

Ben...

Ben bir gemiyim hayatımın her anında devamlı bir caba içindeyim kimi zaman batmamak kimi zaman dev fırtınaların içinden geçmek... Dalgalardan korunucağım limanlarda bile devamlı çabalıyorum ki devamlı içme dolup beni boğmak isteyen su içme girmesin... Çılgın bir kaptanım var sorunların üstüne giden kesin çözümler üreten yanlış doğru umursamadan ve sonuçlarına katlanan... Her limanda vardır onlardan bana zor durumlarda destek olur dalga kıranlara çarpmama engel olurlar ufacıklarıdır bana göre ama güçlüdürler boylarına göre... Tek hataları mahveder beni beni boğmak isteyen teslim eder... Aslında bilmezler onlar olmasada yapabilirim aynı manevraları... Başkalarının desteğini hissetmeyi seviyorum belkide kimbilir... Çılgın bir kaptanım var benim ufak dostlarımın yaptığı hatalara tahammülü olmayan yanlışlarında tölerance göstermeyip onları yeri geldiğinde hiçe sayan bana attıkları halatları bir kerede kesen yada onları baş edemeyecekleri açık denizler çıkartıp orda bırakan...

Sunday, February 04, 2007

Dışlananlar

Çok basit bir hikaye anlatacağım size... Bir zmaanlar bir küre varmış bu kürenin dışında süren bir hayat ve bu kürenin içinde süren bir hayat varmış küreye girmek için pekde birşeyler yapmak gerekmezmiş. Önemli olan içeri girdimi hem orada kalabilmek hem çıktğında tekrar girebilmekmiş... Kuralların basit olduu bir yermiş burası... En çok önem verilen şey dürüstlük ve dostlukmuş... Bunları yapabilen herkez bu kürede bir yeri varmış. Belki içlerinin biraz daha falza yeri olabilirmiş ama olmamış... Kimiside kürenin kurallarını çiğnemiş küreden dışarı atılmış yaptıkları ve yapıcakları şeyler artık olanları düzeltmek için çok geçmiş küreye asle gei dönemeyeckelermiş. Dışarıya kış gelirken kürenin içinde sıcak eylence varken onlar sadece dışardan içeri bakıp anılarıyla mutlu olabilecekler. Tek bir şey nedenini bilmem anlatması zor yapmalıyım ama dilim el vermiyor yıkmalıyım ama yıkamıyorum nefret etmeliyim öfkemi kabartmalıyım dünya sağır oluncaya kadar bağırmalıyım sonunuda hiç bir şey fark etmemeli benim için ....

Tuesday, January 16, 2007

Sahte Mutluluk


Noluyor anlamadım havalardanmıdır nedir? Bir mutluluk var üstümde balon gib şiştikçe şişiyor çok daha keyifleniyorum anlamıyorum neler oluyor. Dipteyken bir anda sanki sıcak bir şehrin sahilinde uzanmış gibiyim. Gittikçe şişen balonum serçe parmağıma bağlı dalgaların getridiği rüzgarla yavaş yavaş salınıyor. Salındıkça büyüyor... Patlıcak belki biraz havasını almalıyım... Kormuyorum esaısnda patlamasından az bucuk ne olabilir biliyorum... Ama kokrtuğum şey balon patladığında o sahile kış geleceği... Kış... Kışıda severim lapa lapa kar yağınca bütün kaygıları, düşünceleri, sıkıtıları pofuduk karların içinde 5 dakka uzanmak... Karda saatlerce yürümek elimde sıcak kahvemle... Sıcak yuvama geldiğimde şöminenin çıtırtısını duyma.. Karşısına geçip sıcak sıcak pişenlerden atıştırmak hayat budur.... Diyorum ya balon gittikçe şişiyor...

Tuesday, January 09, 2007

Yeni yalnızlık

Uzaklarda bir hayat vardı çok önceleri bana yakınmıydı uzakmıydı çözemedim hiç bir zaman sonra o hayat yok oldu geriye görüntüsü kaldı miras olarak bana... Kimse yok yanımda yalnızım şimdiki hayatta kimsem yok... Yaşamı denemelimiyim yoksa karanlığımı... Zorlamalımıyım yaşamı bana yeniden bir amaç versin diye... Kabul etmelimiyim yaşamı taki bana bitti yazsını gösterinceye kadar... Şimdi şimdi anlıyorum aslında hiç kimseyle beraber olamamışım hiç kimseyi sevmemişim... Sevdim dediklerim aslında bir amaçmış yada bir amaç uğruna harcadıklarım... Yalnızım zirvemde çok yükseklerde buz gibi... Zirvemden gleip geçenler var sıcak nefesleri var dışımı ısıtan içimi daha da soğutan... Birden bire bitmiş bir çılgın parti gibi hayatım... Yorgunum sıkkınım kaçmak istiyorum bu zirveden kaçmak daha sıcak ovalara inmek kalabalığa karışmak... en başta kalabalık beni göndermemişmiydi buraya... Soğuk çok soğuk... çaresi yok görünürde bu soğuğa... Doğduğumdan beri doğmamış güneşim....
 

Darkness Of My Mind © 2008. Chaotic Soul :: Converted by Randomness